imrenmek

imrenmek
-e
1. 羡慕: İki ufak çocuk konuşarak gidiyor, hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki, imrenmemek mümkün değil. 两个小孩边说边走, 样子是那么地朴素, 那么地可爱, 叫人无法不羡慕。
2. 嫉妒
3. 垂涎: Aç bir tilki bakmış ki çardaktan salkım salkım üzümler sarkıyor, imrenmiş, yemek istemiş. 一只饥饿的狐狸看到葡萄架上垂下几串葡萄, 垂涎欲滴, 很想吃。Sakalı ağardı ama gönlü kocamadı, hâlâ köyün taze kızları suya çamaşıra giderken imrenmektedir. 他胡子白了心却不老, 见到村里水灵的姑娘去河边洗衣仍然心里痒痒的。
4. 模仿, 效仿: Ali, hayvanlarla ilgili bir belgesel izlerken, her gördüğü hayvana imreniyor ve onun gibi olmak istiyor. 阿里在观看关于动物的资料片时模仿他所看到的每一种动物, 希望自己也能像动物一样。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • imrenmek — e 1) Beğenilen, hoşlanılan bir şeyi edinme veya bir yiyeceği yeme isteğini duymak İki gün evvel bir muhallebici dükkânının vitrinindeki kazandibine imrendim. B. Felek 2) Beğenilen bir kişi veya şeye benzemeyi istemek, gıpta etmek Çağımızın… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gıpta etmek — imrenmek Hayatı bu kadar basit ve formüllü gören samimi insanların bu zihniyetlerine gıpta ettim. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzı sulanmak — imrenmek Oruç keyfiyle Sait in ağzı sulandı. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • imrenme — is. İmrenmek işi, gıpta Bütün bu saf sözleri, bir kısmı gerçek bir imrenme ile, bir kısmı içten gelen bir alayla dinliyordu. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıskanmak — i, den 1) Sevgide veya kendisiyle ilişkili şeylerde bir başkasının ortaklığına, üstün durumda görünmesine dayanamamak Mühür gözlüm seni elden / Sakınırım, kıskanırım. Âşık Ali İzzet Özkan 2) i Herhangi bir bakımdan kendinden üstün gördüğü birinin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gıptasını çekmek — gıptayla bakmak, imrenmek, özenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzının suyu akmak — çok beğenip istemek, imrenmek Bu ziyafete elimiz erişmiyor, uzaktan ağzımın suyu akıyor. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”