- imrenmek
- -e1. 羡慕: İki ufak çocuk konuşarak gidiyor, hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki, imrenmemek mümkün değil. 两个小孩边说边走, 样子是那么地朴素, 那么地可爱, 叫人无法不羡慕。2. 嫉妒3. 垂涎: Aç bir tilki bakmış ki çardaktan salkım salkım üzümler sarkıyor, imrenmiş, yemek istemiş. 一只饥饿的狐狸看到葡萄架上垂下几串葡萄, 垂涎欲滴, 很想吃。Sakalı ağardı ama gönlü kocamadı, hâlâ köyün taze kızları suya çamaşıra giderken imrenmektedir. 他胡子白了心却不老, 见到村里水灵的姑娘去河边洗衣仍然心里痒痒的。4. 模仿, 效仿: Ali, hayvanlarla ilgili bir belgesel izlerken, her gördüğü hayvana imreniyor ve onun gibi olmak istiyor. 阿里在观看关于动物的资料片时模仿他所看到的每一种动物, 希望自己也能像动物一样。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.